Eceabat’taki pansiyonumuzda kahvaltımızı yaptıktan sonra diğer şehitlikleri de ziyaret etmek üzere yola koyuluyoruz. Yaklaşık 10 dakikalık bir yol ile ilk durağımız olacak olan Kilitbahir köyündeki Kilitbahir Kalesi’ne varıyoruz. Kale, Fatih Sultan Mehmet tarafından 1452 yılında İstanbul kuşatması sırasında Papalık Donanması’nın Bizans İmparatorluğu’na yardım etmesini engellemek için yaptırılmış. Kalenin içerisine giriyor ve merdivenlerden üst kısımlara doğru çıkıyoruz. Manzarası çok güzel olan bu kalenin çevresini biraz gezdikten sonra kalenin hemen yanında bulunan “Dur Yolcu” yazısını görüyoruz. Bu bölgeye aynı zamanda Değirmenburnu deniliyor. Yazıyı Seyran Çelebi adında bir askerin 1960 yılında vatani görevini yerine getirirken sözleri Necmettin Halil Onan’a ait “Dur Yolcu” şiirinden bir dizeyi buraya yazar. O gün bu gündür Çanakkale’nin simgelerinden biridir. Kaleden ayrıldıktan sonra biraz ileride yer alan Namazgâh Tabyası’na geliyoruz. Bu tabya savaş sırasında geçit vermeyen tabyalar arasında yer alır. Tabyayı fotoğrafladıktan sonra 50 metre uzaklıktaki Rumeli Mecidiye Tabyası’na doğru yürüyoruz.
Geçit vermeyen tabyalar arasında yer alan bu tabyadaki toplarla Fransız Bouvet gemisi batırılır. Daha sonra Koca Seyit (Seyit Onbaşı) inanılmazı gerçekleştirir ve 215 kg. lık mermiyi kaldırır ve topun ağzına koyar. Ateşlenen top Ocean gemisini vurur ve gemi batar. Bu tabyayı da fotoğrafladıktan sonra biraz ileride yer alan Rumeli Mecidiye Tabyası’nın efsanesi olan Koca Seyit (Seyit Onbaşı) anıtına geliyoruz. Anıtı fotoğraflayıp, yaklaşık 2 km. uzaklıkta bulunan Havuzlar Şehitliği’ne varıyoruz. Bu şehitlik 1961 yılında Çanakkale Şehitlere Yardım Derneği tarafından inşa edilmiş. 21 Haziran 1915’te Kerevizdere’de şehit düşen 2.Tümen’den Yüzbaşı Kemal Bey ve 126.ci Alay yaveri Selanikli Teğmen İsmail Efendi ve sekiz askerin anısına yapılmış. Dualarımız ettikten sonra Soğanlıdere Hava Şehitliği’ne doğru yola çıkıyoruz. Yaklaşık 10 dk. sonra şehitliğe varıyoruz. Bu şehitlik 1915’te Çanakkale muharebeleri sırasında Soğanlıdere cephesinde yer alan ve hava saldırısı sonucu şehit düşen askerlerimiz yatmaktadır. Şehitlikten ayrılarak bir sonraki şehitliğe doğru ilerliyoruz. Yaklaşık 5 dk. sonra Şahindere Şehitliği’ne varıyoruz.
Bu şehitliği de ziyaret ettikten sonra sırasıyla Alçıtepe Şehitliği, Son Ok Anıtı ve Zığındere Sargıyeri Şehitliği’ni ziyaret ediyoruz. Daha sonra yola devam ederek Yarbay Hasan Bey Şehitliği’ne geliyoruz. Yarbay Hasan Bey İngiliz ve Fransızlara karşı önemli başarılar elde etmiştir. Bu şehitliği yaptıran ise Çanakkale savaşı sırasında asteğmen olan ve daha sonradan 2. kolordu komutanlığına kadar yükselen Org. Muzaffer Alankuş tarafından yaptırılmış. Bir sonraki durağımız Şehitler Abidesi oluyor. 5 dakikalık bir yol ile abideye ulaşıyoruz. Çanakkale’nin en önemli anıtı olan bu abide Hisarlık tepesi üzerine Çanakkale Savaşında şehit düşen 253.000 Türk askerinin anısına yaptırılmış. Doğan Erginbaş, İsmail Utkular ve Feridun Kip tarafından yapılan abide 20 Ağustos 1960 yılında ziyarete açılmış. Her Türk’ün yaşamı boyunca en az 1 kere gelmesi gereken bu noktadan ayrılırken hüznü ve zaferi aynı anda yaşıyoruz.
Çanakkale şehitliklerinin izinde yolumuza devam ediyoruz. Diğer durak Ertuğrul Koyu Tabyası, 10 dakikalık bir yol ile tabyaya varıyoruz. Seddülbahir’in en ucu olan tabyanın içinde, 25 Nisan 1915 gününe ait yaşananların bir maketi bulunmaktadır. Ertuğrul Koyu Tabyası’nın tam karşısında yer alan Yahya Çavuş Şehitliği’ne yürüyoruz. O gün Ertuğrul koyuna 4650 adet top mermisi atılmış. Yoğun top ateşine rağmen Türk ateşi kesilmemiş ve 10. bölüğün idaresini ele alan Yahya Çavuş sağ kalan askerler ile birlikte düşmana 12 saat direnmiş. Yahya Çavuş şehitliğinden ayrıldıktan sonra Çanakkale şehitliklerinin izindeki turumuzu çok anlamlı bir yeri ziyaret ederek tamamlıyoruz. Şehitlikten 400 metre uzaklıkta olan İlk Şehitler Anıtı’na gidiyoruz. Bu nokta Osmanlı Devleti’nin Çanakkale savaşlarında 81 er ve 5 subay olmak üzere ilk şehitlerinin verildiği yerdir. Bu anıttaki yazıtın son cümleleri şöyledir.
“Aziz Şehitlerimizin Ruhu Şad Olsun.
Çanakkale Geçilememiştir.
Geçilemeyecektir de…”
Bu söz her şeyi anlatıyor. Seddülbahir bölgesini de bitirdikten sonra kalacağımız pansiyona doğru gidiyoruz. Pansiyonda günün analizini yaparken aklımıza Çanakkale ile ilgili hemen İstiklal Marşında geçen bir dize geldi.
Bastığın yerleri ‘toprak!’ diyerek geçme, tanı:
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.
Bu toprakların her karışında şehitlerimizin kanı var. Eğer ziyaret etmediyseniz bir gün mutlaka bu toprakları görün…
Haziran 2011