Göller İstanbul İstanbul Gölleri

Küçükçekmece Gölü (İstanbul)

Küçükçekmece Gölü, Marmara Bölgesi’nde, İstanbul’da Küçükçekmece ile Avcılar ilçeleri arasında yer alan göl.
İstanbul’un 15 km Batısında, deniz seviyesinde yer alır. Denizden, kıyı boyunca taşınan kum ve çakılların meydana getirdiği sığ bir dil ile ayrılır. Ancak bu dil, doğu ucunda gölün ayağı olan dere ile kesintiye uğrar. Bu dere gölün fazla suyunu Marmara Denizi’ne boşaltır. Denizin kabardığı zamanlarda da deniz suyunu göle akıtır.

Bu sebeple gölün suyu az çok tuzludur. Göle kuzeyden Nakkaş Deresi, Sazlıdere ve Ekşinoz suları karışır. Göl, bu derelerin birleşik aşağı çığırlarının deniz tarafından kaplanmasıyla meydana gelen bir halicin önünün tıkanması sonucu lagün halini almıştır. Göl adını köprü olmadığı zamanlarda üzerinde yer alan çekmece adı verilen elle çekilerek karşıya geçmek için kullanılan salların küçük olmasından alır.

İstanbul’un banliyö semtleri, gölün doğu kenarına kadar gelir. (Küçükçekmece, Soğuksu, Menekşe, Halkalı). Göl ağzının doğusunda (Florya) ve dil üzerinde plaj kuruluşları vardır.
2008 yılında Kocaeli Üniversitesi ve Bristol Üniversitelerinin ortak çalışmaları ile çok yeni ve önemli arkeolojik buluntular keşfedilmiştir. MS 557’deki büyük depremde yok olduğu sanılan Bathonea kentine ait olduğu düşünülen bazı kalıntılar bulunmuştur. Çalışmalar sırasında bulunan kent kalıntıları, arkeologlara buranın yazılı kaynaklarda geçen ancak yeri şimdiye kadar tespit edilemeyen “Bathonea” kenti olduğunu düşündürdü. Bölgede bulunan evlerin birçoğunun kendisine ait iskelesi olması ve çok sayıda antik çapanın bulunması da dönemi anlatan tarihçi Procopius’u doğruluyor.

Araştırmaların en heyecan verici noktası ise gölün Kuzeybatı’sında Firuzköy Mahallesi, Avcılar kıyısındaki yarımadada deniz tabanındaki fener kalıntılarıydı. Fenerle ilgili ilk bulgu, göl içindeki sığlığın üstünde kalan iki taş bloktu. Blokların çevresinde yoğunlaşan sualtı arkeologları, duvar formları, mermer döşeme parçaları, seramik kalıntılar ve çok miktarda kiremit-tuğla parçaları buldular. Kalıntılar üzerine yapılan çizim çalışmaları iki farklı yapının temellerini ortaya çıkardı. Denize uzanan rıhtımın açığındaki fenerden alınan kalıntılar, Bothonea’nın önemli bir liman kenti olduğunu da gözler önüne serdi. İlk fener kalıntıların, bugünkü İstanbul’un yerinde Helenistik dönemde Milattan Önce 7. yüzyılda kurulan Byzantion’la aynı döneme ait olduğu sanılıyor.

Büyük blok taşlardan alınan harç malzemesi, 5. yüzyılda II. Teodosios tarafından yapıldığı sanılan Bizans’ın dış surlarının harcıyla karşılaştırıldığın büyük benzerlikler bulundu.

Kaynak: Vikipedi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir