Ali Osman Dilekoğlu, gezgin sorulara hoş geldiniz. Sizi biraz tanıyabilir miyiz?
Merhabalar, 1988 İstanbul doğumluyum. Evli ve 2 çocuk babasıyım. Otomotiv sektöründe özel bir firmada Muhasebe ve Lojistik Sorumlusu olarak çalışmaktayım. İstanbul’da gezmeyi, görmeyi, fotoğraflamayı fark edilmeyeni fark etmeyi çok seviyorum. Gezilerim çoğunlukla tek başıma, eğer ikna edebilirsem bazı zamanlarda da eşim ve çocuklarımla oluyor. İlk başlarda gezilerim tamamen bireysel amaçlı olsada 2020 yılından beri Kültür Envateri ekibinin bir parçası olarak Kültürel Mirasa hizmet etmeye çalışıyorum.
Sosyal medya hesaplarınızdan takip ettiğimiz kadarıyla tarihi eserlere merakınız var. Birçok tarihi mekânı fotoğraflayıp, paylaşıyorsunuz. Nereden geliyor bu tarihi eser merakı?
Altını dolduramadığım bir merak bu. Adımı akademik bir unvan ile nitelendirmeden tarihi yapıların yanından var olmak istiyorum. Onları okumak, varlıklarından haberdar olmak ve haberdar etmek istiyorum.
İstanbul’da çekilmiş bol bol fotoğraflarınız var. Dokusuna hayran olduğunuz bir bölge veya mekân var mı?
Üsküdar Salacak’ta İmrahor Cami ve çevresinin olduğu bölge panoramik kültür envanteri turu gibi orayı çok seviyorum. Birçok farklı türde eser küçük bir bölgede gözlemlenebiliyor. İmrahor Cami, Sadaka Taşı, Su Terazisi, Başkadın Meydan Çeşmesi, Bulgur Dibeği, Rüstem Paşa Sıbyan Mektebi, Ayşe Sultan Çeşmesi, Abdest Teknesi, Kuyulu Namazgahı ve İmrahor Cami Haziresi.
Çektiğiniz fotoğraflar arasında birçok tarihi yapı var ama, çeşmeler çoğunlukta. Özel bir nedeni var mı? Yoksa tesadüf mü?
Aslında İstanbul’a dair gezilerimi camiler merkezli gerçekleştiriyordum. İstanbul Camilerini hem ziyaret ediyor hem fotoğraflayıp sosyal medya hesaplarımdan paylaşıyordum. Gezilerim sırasında gördüğüm çeşmelerin unutulduğunu hissettim ve bunu kendime dert edinerek onları daha fazla tanımaya ve edindiğim bilgileri çevremle paylaşmaya başladım. İlk çeşme ziyaretimi de 1961 yapımı “Tenten ve Altın Post” filminde görünen Ali Efendi Çeşmesinin son halini görmek istememle gerçekleştirmeye başladım.
Bu kadar çekilmiş çeşmenin arasından mimarisine ya da herhangi nedenle beğendiğiniz 5 çeşmeyi sorsak hangilerini söylerdiniz?
1 – Ali Efendi Çeşmesi, Fatih
İlk çeşme ziyaretimi burası ile gerçekleştirdiğim için ilk sırada yer alıyor.
2 – İshak Ağa Çeşmesi, Beykoz
Geniş saçaklı çatısı altına girdiğinizde sizi meydandan soyutlayarak on lülesinden ırmaklar akan cennet bahçesine sürüklüyor.
Faruk Nafiz Çamlıbel’in, İshak Ağa Çeşmesi Şiirinin son mısralarını da paylaşmak isterim.
“On lüleden fışkırıp mermeri oyan sular,
Asırlarca Kerem’in Aslı’yle dertleşmesi.
Mermer bir kalp önünde su kesilmis duygular.
Bir gönül destanıdır İshak Ağa Çesmesi”
3 – Kemankeş Mustafa Paşa Sıbyan Mektebi Çeşmesi, Beyoğlu
Bu çeşmenin her önüne geldiğimde tarifsiz mutluluk duyuyorum.
4 – Beşir Ağa çeşmesi, Fatih
Aslında istiridye kabuğu motifli tüm çeşmeler çok hoşuma gidiyor. Özellikle bu çeşmenin üzerinden bulunan 3 farklı zaman ait kitabeleri burayı daha farklı kılıyor.
5 – Fâhir ile Fâtıma Çeşmesi / Erenköy İstasyon Çeşmesi, Kadıköy
Bir annenin, vefat eden çocukları için yaptırdığı bu çeşmenin kitabesi beni çok etkilemektedir.
“Gözyaşından oldu peydâ bir zavallı mâderin
Genç iken rıhlet iden evlâdıma bu yadigâr
Fâhir’imle Fâtıma’m ruhen ona zaîr gibi
Âşikar olmuş bu yerde bir mezar-ı eşk-bâr”
Görebildiğimiz kadarıyla, İstanbul odaklı çalışmışsınız. İleride başka şehir ve bölgelerden fotoğraflar gelecek mi?
Başka şehirleri ziyaret daha fazla zaman ve maddi güç gerektiriyor. Kısa zaman önce yakın bir bölge olarak Edirne’yi ziyaret ettim. Bir günlük seyahat ile birçok eseri ziyaret etme ve fotoğraflama imkânı bulabildim. İlerleyen zamanlar bize ne sunar bilinmez. Belki ailece gezi turları belki iş gezileri bahanesiyle farklı bölgeleri gezme ve fotoğraflama imkânı bulabilirim.
İstanbul’un tarihi mekanları arasında kaybolmak ve gezmek isteyenlere, ilk önce nereden başlamalarını önerirsiniz?
Tarihi mekanlar içerisinde kaybolmak isteyenlere ilk önerim elbette Fatih Suriçidir. Şu camiye bakayım, şu çeşmeyi de göreyim, şurada bir kuş evi vardı derken Fatih’in içerisinde geziye nereden başladığınızı nerede olduğunuzu bilemezsiniz.
Gezilere ilk başlayacaklara önerim ise planlı ve amaca yönelik rota çizmek. Kiliseden Camiye çevrilen yapıları ziyaret etmek. Mimar Sinan eserleri görmek. Sadece belli bir döneme ait yapıları dolaşmak gibi. Sizlere bir de ipucu vereyim. Bunun için en kolay yöntem Kültür Envanterini kullanmak. İsterseniz hazır Kültür Rotaları ile dolaşabilir ya da filtreleme özelliğiyle kültür varlıklarının türleri, dönemi, ait olduğu kültürü, noktasal koordinatı ile harita üzerinde görebilirsiniz.
Gelecekte hayalini kurduğunuz bir gezi planı, bölge ya da yer var mı?
Planlanan bir gezim yok ama hayalim özellikle Balkanlar ve Yunanistan da bulunan Osmanlı eserlerini tespit etmek, görmek ve tanımaktır. Bu hayali tam manada olmasada teknolojiden faydalanarak dijital haritalar sayesinde azda olsa gerçekleştirmeye çalışıyorum.
Son olarak röportajı okuyanlara neler söylemek istersiniz?
Sokaklar, yapılar, kültürler, yemekler her şey hızla değişiyor. Geç kalmadan şehrin yemeklerini tatmak, sokaklarını arşınlamak değişen yüzüne tanık olmak gerekiyor. Gezin, fotoğraflayın, paylaşın.
gezgin sorular / ocak 2022
Ali Osman Dilekoğlu