Gezgin Sorular

Gezgin Sorular’ın Mart 2019 Konuğu: İstanbul Kaşifleri grubundan Rümeysa

Merhaba, Rümeysa Gezgin Sorular’a hoş geldin, seni biraz tanıyabilir miyiz?

13 yaşındayım. Üsküdar Şehit Cengiz Hasbal Ortaokulu’una gidiyorum. Yapmaktan hoşlandığım şeyler kitap okumak, drama yapmak ve İstanbul’u gezmek.

Gezgin Sorular her ay bir konuk alıyor. Ve şu ana kadarki en küçük konuğu sen oldun. İstanbul’a olan ilgin ne zaman ve nasıl başladı?

İlk başta benim için tarih yaşanmış ve bitmiş bir şeydir diye düşünüyordum. Yani bunun ders olması bile saçma geliyordu. Daha sonra 6.sınıfta sosyal bilgiler öğretmenimiz bize Osmanlı’nın İstanbul’da bulunan tarihi saraylarını gezdireceğini söyledi. Sonra öğrenciler seçti. Bende katıldım. Gezdikçe tarihin muhteşemliğini anladım. Çok beğendim gezdiğim her sarayı. Çok etkilendim.

İstanbul’da nereleri gezdin? Kısaca anlatabilir misin?

Osmanlı’nın tarihi saray ve kasırlarının hepsini gezdim. İstanbul’unda henüz üç tepesini gezdim. Daha geziler devam ediyor. Sırada dört ve beşinci tepeler var.

Birinci tepede yani Sultanahmet Tepesi’nde Sultanahmet Meydanı’nı , Sultanahmet Camii’ni, Arasta’yı ve Büyük Saray Mozaikleri Müzesi’ni, Türk Sanatları Çarşısı’nı, Türk ve İslam Eserleri Müzesi’ni, Ayasofya’yı, Yerebatan Sarnıcı’nı, İstanbul Demiryolları Müzesi’ni, Sirkeci Garı’nı, Arkeoloji Müzesi’ni, Gülhane Parkı’nı, Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Müzesi ve Kütüphanesi’ni gezdim.

İkinci tepede yani Çemberlitaş Tepesi’nde Basın Müzesi’ni, II. Mahmut Türbesi ve Haziresi’ni, Köprülü Kütüphanesi’ni, Şerefiye Sarnıcı’nı, Vezir Hanı’nı, Köprülü Medresesi’ni, Kapalıçarşı’yı, Nuruosmaniye Camisi’ni, Mısır Çarşısı’nı, Mahmutpaşa’yı, Yeni Cami’yi ve Çemberlitaş’ı gezdim.

İkinci tepe gezimizde Hacı Bekir Lokumcusu’ndan şeker aldık. Aynı zamanda bu gezimizde Legacy Ottoman Hotel’de kahvaltı yaptık. Bize otelin müdürü kahvaltı ısmarladı. Bu yüzden kendisine buradan teşekkür etmek istiyorum.

Üçüncü tepede Beyazıt Meydanı’nı, II. Beyazıt Külliyesi’ni, Sahaflar Çarşısı’nı, Şehzadebaşı Külliyesi’ni, Süleymaniye Külliyesi’ni ve Ayrancı Sokağı gezdim.

Bu gezdiğin yerler arasında seni en fazla nereler etkiledi?

Topkapı Sarayı, çünkü Topkapı Sarayı benim için ilk baştan beri küçük bir şehir gibiydi İçinde bir şehrin barındırdığı her şey var, Süleymaniye Camii’nin kubbesine bakınca bunu o zamanlarda nasıl yaptıklarına şaşırmıştım, bu yüzden de çok etkilendim. Ihlamur Kasırları, sonuçta kasırlar dinlenmek için yapılmışlardır ve bence kasırlar arasındaki en huzurlu olanı buydu ayrıca oraya gidecek olanlar kafede bir şeyler içip yiyebilirler, Sultanahmet Meydanı bence oradaki dikilitaşlar çok güzel ayrıca oraya gittiklerinde tarihine bakmadan önce üzerindeki şekilleri tahmin etmeye çalışabilirler bu çok eğlenceli. Ayrıca Şerefiye Sarnıcı çünkü içi çok değişikti ve hoştu bu anlatılamaz yani gezilerek anlaşılır.

Öğretmeninizle beraber çok güzel bir projeye imza atmışsınız. Bu röportaj bir vesile olur da belki sesinizi daha çok kişiye duyurma fırsatınız olur. Gazete, dergi, radyo veya TV de bu projelerinizi anlatmak için girişimleriniz oldu mu?

Evet, oldu. Mesela üç radyo programına çıktık, Bunlar Boğazın Sesi Radyosu Çocukça Programı, Moral FM Pembe Mavi programı bir de Erkam Radyo’ya çıktık. Ayrıca bir dergide arkadaşımla beraber bir yazımız çıktı bu dergi Mekteb-i Üsküdar’dı ve ilerleyen zamanda da bir TV programlarına çıkacağız.

İstanbul’u gezmek isteyen ama hiç gezmemiş birisini düşünelim? Sence, gezilerine nereden başlamalı? Ve nasıl devam etmeli, nasıl bir yol takip etmeli?

İlk başlarda kitaplar okuyup daha sonrada küçük küçük geziler yapıp sarayları gezebilirler Benim tavsiyem ilk başlarda Topkapı, Dolmabahçe ve Beylerbeyi sarayını gezmeliler. Daha sonrada tepe tepe gezebilirler. Sırasıyla birinci tepe, ikinci tepe, üçüncü tepe gibi.

Bu soruyu da senden ricam öğretmenine cevaplatmanı istiyorum. Bu proje fikri nasıl oluştu? Geri dönüşleri nasıl oldu? Öğrencileriniz nasıl tepkiler verdi? İleri de artarak devam edebilme durumu nasıl?

Yaklaşık 10 yıldan beri İstanbul’u geziyor, araştırıyor, fotoğraflıyor ve yazıyorum. Aynı zamanda İstanbul, çocuk ve eğitim odaklı projeler geliştiriyorum. Bütün projelerimin temeli gezilere dayanıyor. Geçen yıl (o zaman 6. Sınıflardı) 16 öğrenciden oluşan bir proje grubu oluşturdum. Bu proje grubuyla Osmanlı’nın İstanbul’da bulunan 12 tarihi sarayını tek tek gezdik, gezi sonrası çalışmalarımızı yaptık. Sonrasında birkaç öğrencim konu ile ilgili radyo programlarına çıktılar. Çalışma sonrası onlardaki değişimi görmek çok güzeldi. Ders kitabında bulunan bilgileri öğrencilerim yaşayarak öğrendiler. Bu yıl da aynı proje grubuyla (artık 7. Sınıf oldular tabi) İstanbul’u tepe tepe geziyoruz. Birinci dönem birinci, ikinci ve üçüncü tepeleri bitirdik. Artık İstanbul’u çok iyi tanıyorlar. Nisan ayında İstanbul ile ilgili bilgi ve deneyimlerini bir konferansta paylaşacaklar. Önceden mahallesinden okuluna gidip gelen öğrencilerdi. Zihin dünyası kendi yaşadıkları mahalleyle sınırlıydı. Şimdi İstanbul’u tanıyan öğrenciler oldular. Zihin dünyaları çok genişledi, öz güvenleri kendine geldi. Radyo programları, konferanslar, röportajlar, dergi yazıları bilgilerine bilgi, deneyimlerine deneyim kattı. Grubun çoğu derslerinde başarılı olan öğrencilerden oluşuyor. Şimdi bakıyorum da proje grubunda yer almayan diğer başarılı öğrencilerle aralarındaki fark epey açılmış. Ve gittikçe de açılıyor.

İstanbul’a hiç gelmemiş birini düşünelim. Belki yurtdışından belki de yurtiçinden herhangi biri. İstanbul’da sadece bir gün kalacak ve gelmişken bir günlük İstanbul turu yapmak istiyor. Ve sana diyor ki “Rümeysa, İstanbul’da bana illaki gezmem gereken beş yer önerebilir misin? Ama bu yerler birbirinden çok uzak olmamalı. Çünkü, uçağım akşam kalkıyor. Uçağı kaçırmamam gerek.” Bu soruya nasıl cevap verirsin?

İlk başta Sultanahmet’i gezmesini öneririm çünkü orada hem Topkapı Saray’ı hem de Ayasofya gibi yerler var ve çok güzeller. Sonra yürüyerek Süleymaniye Külliyesi’ne gidebilir. Ve Mimar Sinan’ın ne kadar büyük bir mimar olduğunu anlayabilir. Yol boyunca hep cami, medrese, han, hamam gibi tarihi yapılar var. Kapalıçarşı’da bu yol üzerinde. Çamberlitaş’ta, Beyazıt Meydanı da.

İstanbul ya da daha genel olarak gezilerle ilgili gelecekte yapmak istediklerin var mı? İstanbul’u komple gezmek gibi ya da bir Avrupa bir dünya turu?

Gelecekte rehberlik yapma gibi bir hayalim var ama bunu hobi olarak yapacağım. Bir dünya turu yapma ile ilgili en yakın arkadaşımla beraber çok büyük hayallerimiz var üniversite zamanlarında.

Gezilerinde elde ettiğin bilgileri ve deneyimleri paylaşmak için blog açmayı, instagram ya da Youtube kanalı oluşturmayı düşünüyor musun?

Kesinlikle olacak yakında.

Sence, daha çok çocuğun İstanbul’u veya Türkiye’deki diğer yerleri tanıyabilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı veya Kültür ve Turizm Bakanlığı neler yapmalı? Nasıl projeler geliştirmeli?

Rehberleri daha özenli seçmeliler bence çünkü bir rehber 7’den 70’e herkese aynı şekilde anlatıyor. Ve bu şekilde çocuklar ya sıkılıyor ya da anlamıyor biraz da bu yüzden rehber olmak istiyorum. Okullarda İstanbul gezileri yapan proje grupları oluşturabilirler. Bu proje grupları İstanbul’u bizim gibi tepe tepe gezebilir sonrasında gezdikleri yerler ile ilgili çalışmalar yapabilirler.

Son olarak İstanbul’un tarihi ve kültürel mekanlarını gezen bir çocuk olarak, bu röportajı okuyan, gezmek isteyen çocuklara ve hatta büyüklere neler söylemek isterdin?

Bence ön yargılı olmasınlar bir kere gezdikten sonra kendinizi kaptırıyorsunuz. Gezmeseniz bile kitaplar okuyun, zaten kitapları okuyunca gezmek isteyeceksiniz.

gezgin sorular / mart 2019

İstanbul Kaşifleri’nden Rümeysa

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir