Gezgin Sorular

Gezgin Sorular’ın Eylül 2018 Konuğu: Keşfet.tv

Merhaba, Erkut bey gezgin sorulara hoş geldiniz, sizi biraz tanıyabilir miyiz?

Merhaba. Kesfet.tv ve daha bir çok online yayını hayata geçiren, yıllardır turizm sektöründe profesyonel olarak yönteci kadrolarında görev almış, inşaat, turizm ve iktisat dallarında öğrenim görmüş, hayalleri ve hobileri konusunda bir takım idealleri ve iddiaları olan biri olarak tanıtabilirim kendimi.

Kesfet.tv nasıl ortaya çıktı?

kesfet.tv, birçok örneği gibi bir günlük, bir gezi bloğu olarak yaklaşık on yıl önce planladığım bir projeydi. Asıl amacım ileriki yıllarda kendime bir arşiv oluşturmak ve hayata sarılmamı sağlayan kızıma babasından hikayeler bırakmaktı. İlk dönemlerde gerçekten gezi yazısı ve anlatı şeklinde giderken sonradan bir takım olumlu-olumsuz gelişmelerin etkilediği hayatımda şekil değiştirdi ve işlerimin amiral gemisi halini aldı.

Bu kadar yeri gezip gördüğünüze göre birçok da ilginç ve unutamadığınız anılar olmuştur. En çok akılda kalanı neydi?

Elbette çok fazla anlatılacak hikaye var. Her gezginden ve hikayelerini anlatanlardan farklı olarak, profesyonel olarak işimin de seyahat olması dolayısıyla sürprizlerin anlık olarak seyahatlere serpiştirildiği bir hayat sürüyorum.

Yol hikayelerimin en ilginçleri insanlarla ilgili olanlar. Çok yakın bir zamanda bu insanları ve onların hikayelerini bir gezi kitabından farklı olarak kurgusal bir yapıyla toplayıp kitap olarak yayınlayacağız. Bu nedenle onlardan bahsetmeyeyim. Ama seyahatleri çok iyi planladığımı düşündüğüm anlarda karşıma çıkan aksaklıklar her zaman iyi hikayeler oluşturuyor. Hint okyanusunun ortasında keyifle gezerken yakalandığım bir fırtınada, tekne sahibiyle sığındığımız adada sazlıklar arasında “Marmarisli Ramazan” yazan, el ile kazınmış tabela benzeri bir tahta ve orada geçirdiğimiz dakikalar unutulmazdı mesela.

Blogunuzdan gördüğümüz kadarıyla dünyada birçok noktada bulunmuşsunuz. Yine de soralım. Hayalinizde kurduğunuz geziyi gerçekleştirdiniz mi? Yoksa bir rota hayali var mı?

Birçok kişiye bunu söylediğimde inanmıyor ama içtenlikle cevap vereyim. “Hayır, gerçekleştirmedim”. İki hayalim var. Birincisi tekneyle dünyanın çevrsinde çok eski zamanlardaki gibi bir deniz yolculuğu. Bir diğeri ise daha konforlu bir yolculuk ama onu söylemeyeyim. Yakında gerçekleşecek gibi. Yani umarım!

Bu yaz gerçekleştirdiğiniz veya düşündüğünüz bir gezi rotası var mı?

Bu yaz iş dolayısıyla çok fazla sayıda seyahat gerçekleştirsem de, kendi başıma içinde dinlence-eğlence ve keyif bulunan bir seyahat gerçekleştirme şansım olmadı. Çok fazla rotalar üzerinde iş için seyahate devam ediyorum ve ekim ayına kadar sürecek sanırım.

Seyahat sıklığınız nedir? En uzun geziniz kaç gün sürmüştü?

Az önce de bahsettiğim gibi çok sık seyahatteyim ancak işm için olanları hep bir kenara ayırıyorum. Bir ay içerisinde evde geçirdiğim süre 2 veya 3 gün oluyor. En uzun gezim 50 güne yakın sürdü. İki günlük bir molanın ardından bir 27 gün daha devam etmiştim. Ama bahsettiğim tekne seyahatini gerçekleştirebilirsem sanırım en uzunu o olacak. Yani “ En Uzun Seyahat Daha Başlamadı!”

Yemek konusunda yöresel lezzetleri denediğiniz ve damak tadınıza uyan ülke yada şehirler oldu mu?

Sanırım çok klasik gelecek ama ben gittiğim yerlerde yerel lezzetlere çok açık biriyim. Yemek olayı beni çok zorlamaz. Tercih ettiğim br damak tadım elbette var herkes gibi ama gidilen ülke lezzetleri de her zaman ilk tercihlerim arasında yer alıyor. Ben hamur işi, et ve İtalyan mutfağı hayranıyım.

Türkiye’de birçok noktayı görmüşsünüz. Türkiye’de görülmesi gereken 3 yeri sorsak nereleri söylerdiniz?

Ülkemizin çok çekici noktaları var. Ege bambaşka bir alem ama yapılaşma çılgınlığı orayı fena vuruyor. Selimiye’ye aşıktım, şimdi gidesim gelmiyor. Biraz Bozburun hala nefes aldırıyor bana. Doğanın içinde yaşamak için Cennet Koyu, Mardin ve çevresi ile Kaz Dağları mutlaka görülmeli derim.

Avrupa’da bir haftalık gezi önerisi istesek nereleri görmemizi isterdiniz?

Öncelikle Avrupa’nın artık gezmek için çok ama çok pahalı olduğunu hatırlatarak (!) İsviçre ve İtalya sınırlarını kavuşturan yükseltilerde bulunmanın, Endülüs’te bir romanın içinde kaybolmanın ve Baltık ülkelerinin köylerinde nefes almanın mutlaka yapılması gerektiğini düşünüyorum. Ama sorunuzda olduğu gibi bir haftalık bir seyahatiniz varsa, Endülüs’e bırakın kendinizi gitsin derim..

Gezi rotası oluştururken nelere dikkat edersiniz? İlginizi neler çeker?

Seyahat için bir rota oluştururken benim için en önemli şey; gidilecek yere ucuz bir zamanda gitmek değil, en uygun en güzel dönemlerinden birinde orada olmak. Bazı mevsimlerde ucuz diye gittiğiniz yer, bir şey göremediğinizden en pahalı seyahatlerinizden biri haline gelebilir.

Hikayesi olan yerleri rotaya alırım mutlaka. Birçoğunda çok fazla sayıda turist olur. Ama ben turistik yerlere bayılırım mesela! Benim bütün seyahatlerim istisnasız hikayeleri olan, çok fazla zaman harcanan ve hayal kurabileceğim noktaları içerir. Gitmiş olmak için hiçbir yere gitmedim.

Son zamanlarda Instagram’ın da katkılarıyla birçok gezi blogu ve gezgin sayfaları patlak verdi. Bu kadar fazla gezi blogunun olduğu yerde birbirlerinin de kopyası olan bloglar var artık. Tabi bununla birlikte özgün içerikte bulmak zor olabiliyor. Gezi blogları arasında bir yarış var ve bu yarış sizce kaliteyi düşürüyor mu? Aksine fark mı yaratıyor?

Instagram bir yayın mecrası ve birçok kişi bir çeşit mikroblog gibi onu kullanıyor. Ama asıl neden herkesin orada olması ve tabiri caiz ise “Moda Olması” Yarın başka bir şey daha ilgi çekici hale gelebilir. Bu nedenle instagram konusu aslında başka dinamikler içeriyor. Bunun hakkında çok şey anlattığım küçük söyleşi ve seminerler oluyor.

Gezi bloglarına gelince hiçbiri için bir şey söylemek mümkün değil. Çünkü “Blog” zaten çok fazla kişisel tercih içeren bir olgu. Örneğin, birini günlüğünü güncellemedi diye suçlayamazsınız mesela!
Kalite düşer mi bilemiyorum ama web üzerinde önemli konulardan birini içerik sağlayanlardan çok okuyucuların ya da içerikten yararlanan kişilerin inşa ettiğine inanıyorum. Arama motorlarının kimi zaman içerikleri birer saçmalık haline getiren algoritmalara sahip olması ve buna uymaya çalışan bloggerların bir yarış içinde bulunmalarına son verecek şeyin, ne aradığını bilen, günceli, iyiyi ve emeği arayan okuyucular olması gerekir. Bu olur mu? Sanmıyorum… 🙂

Bu röportajı okuyan takipçilerimize neler söylemek isterdiniz?

Kalıplara girmeden, bahaneleri söküp atarak ve “bırakamama korkularınızı geride bırakarak” nefis hikayelerin kahramanı olmayı tercih edebilirsiniz. Etmiyorsanız bir yol daha var o da bunu tercih edenlere kulak kabartmak.

İlginize ve ayırdığınız zamana çok teşekkür ediyorum. Selam ve sevgilerimle…

gezgin sorular / eylül 2018

www.kesfet.tv

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir