Gezgin Sorular

Gezgin Sorular’ın Ağustos 2018 Konuğu: Yaşamın Ritmi

Merhabalar, gezgin sorulara hoş geldiniz, sizleri biraz tanıyabilir miyiz?

Merhabalar, Özgür, Zeynep ve Nil 3 kişilik çekirdek bir aileyiz, istanbulda 16 senedir aktif olarak yazılım sektöründe çalışıyorduk, evimizi boşaltıp karavana taşındık, şimdi tüm Türkiyeyi hem geziyoruz, hemde çalışıyoruz.

Kendi karavanınızı yaparak başladığınız karavan aşkı ne zaman ve nasıl başladı ve neden çok uzun sürdü?

Aslında olay karavan aşkı değil, özgürlük aşkı olarak başladı ve özgürlüğe ulaşabilmek için kendimize en uygun araç karavandı. Özgürlük aşkı bizde hep vardı bunu nasıl yapacağımız konusunda sürekli bir araştırma içerisindeydik, önce yelkenlide yaşayabilir miyiz sorusuyla başladık fikir olgunlaştıkça önce karadan bu tecrübeyi yaşamamız gerektiğine karar verdik ve karavana yöneldik.

Karavan yapımının uzun sürmesinin sebepleri şunlar;

  1. Türkiye’de her türlü malzemeyi bulamıyorsunuz bazı malzemeleri yurtdışından getirtmemiz gerekti.

  2. Sağlığımıza çok özen gösteriyoruz, bu sebeple yalıtımından tutunda içerisinde kaplama olarak kullanılacak malzemeye kadar her şeyin sağlığımıza tehdit oluşturmaması gerekiyordu, bu malzemeleri araştırıp bulmak çok vaktimizi aldı.

Türkiye’de malum karavan fiyatları ve vergileri çok yüksek. Karavan yapmak isteyenler 5-6 yaş altı araçları camper karavana dönüştürüyor. Araç hariç iç yapımı ve malzemesi bakımından da çok farklı fiyatlar önümüze çıkıyor. Kendi karavanını yapan biri olarak günümüz şartlarında karavanın iç maliyeti hangi fiyatlar arasında olmalı?

Fiyat meselesi o kadar değişken ki, bu aslında tamamen karavanını yapacak kişinin karavanla yapacağı yolculuktan neler beklediğine bağlı. Örneğin biz yaz-kış içerisinde yaşayacağımız ve tüm enerji tüketimini yenilenebilir enerjiden üretebilmek için çok fazla güneş paneli, ve akü gurubu kullandık. Ocağımız bile elektrikli, aracımızda tüp tertibatı yok. Eğer sadece yazın birkaç aylık bir karavan macerası düşünülecekse ve içerisinde ona göre malzemeler kullanılırsa fiyatlar yarı yarıya düşer. Biz 70.000 TL civarı bir fiyata mal ettik, ama dediğim gibi kısa yolculuklar için düşünülecekse 20.000 – 30.000 TL bandında da bir karavan oluşturulabilir. Bu sebeple karavan içi için şu fiyat aralığında olmalı diye net bir şey söyleyemiyorum.

Karavan aşkı ile yanıp tutuşan herkes kendi karavanını yapabilir mi? Yapım aşamasında en önemli bölüm neresidir? Malzeme seçimi ne kadar önemli?

Herkes yapabilir elbette, ancak bunun için şu şartları sağlıyor olmanız gerekli;

  1. Vakit. (Uzun süren bir macera bu, hep bir eksiği çıkıyor bunun için en önemli şey vakit ayırabilmek)

  2. Nakit

  3. Sabır 😉

Yapım aşamasında en önemli şey yerleşim planınızın ve planınıza göre kullanacağınız malzemenin belirlenmiş olması, her şey ölçülü ve yeri belli olmalı, en ufak bir şaşma diğer bütün yerleşimi etkileyebilir.

Giden bir evde yaşamak nasıl bir duygu? Avantajları ve dezavantajları nelerdir?

Giden bir evde yaşamak harika birşey öncelikle özgürlük.

Avantajları;

  1. Beğendiğiniz ve müsait olan yerde kalabiliyor olmanız.

  2. Sıkıldığınızda mekan değiştirebiliyor olmanız.

  3. Bir yere giderken eşya hazırlama zorunluluğunuzun olmaması.

  4. Denize girdiğinizde hemen arkada sizi bekleyen bir duşun olması 😉

  5. Yolculuk esnasında düzeninizi değiştirmiyor olmanız (Uyku saati, beslenme alışkanlığı vs.)

  6. Dışarıda yemek yeme zorunluluğunuzun olmaması (Biz dışarıda yapılan yemeklerden bir kaç seçenek hariç yiyemiyoruz)

Dezavantaj;

  1. Küçük alan olduğu için çok sıcaklarda araç içi sıkıntılı oluyor.

  2. Banyonuz küçük rahat banyo yapamıyorsunuz.

  3. Çamaşır yıkamak insanı çileden çıkartabiliyor.

  4. Her an başınıza her şey gelebilir 😉

Maşallah çok tatlı bir kızınız var. Kızınız eğitim hayatına başladığında karavanda yaşamaya devam edebilecek misiniz?

Allah cümle evlatlarımıza güzel kaderler nasip etsin. Kızımızın eğitim hayatı ile ilgili değişik fikirlerimiz var, araştırma aşamasındayız. Bu konu için önümüzde 4 senemiz var. 4 senede kim öle, kim kala 😉 Ama ipucu olarak şunu söyleyebilirim özgürlüğümüzden vazgeçmeyi düşünmüyoruz.

Yazları Antalya çok sıcak birkaç kez o deneyimi yaşadık. Kışı hiç bilmiyoruz. Yine de Türkiye’nin birçok şehrine göre daha ılıman olan Antalya’da kışın karavanda yaşamanın zorlukları var mı?

Biz mart ayında başladık Antalyayı gezmeye, harikaydı kışın ortasını bilemeyiz ama Antalya ilkbahar ve sonbaharda harika oluyor, kalabalık değil, ne soğuk nede sıcak bir havası var. Karavan içide çok güzel oluyor ve şehir içerisinde hatta merkezin dibinde kalabilecek güzel yerler var karavan ile.

Antalya’yı baştan sona birçok yerini gördünüz sanırım. Antalya’da ben burada çok uzun bir süre yaşarım dediğiniz ayrılmak istemediğiniz bir nokta oldu mu?

Biz genel olarak bir yeri ne kadar çok beğensek bile bir zaman sonra sıkılıyoruz zaten hayatımızı bu yöne çevirmemizin en büyük sebeplerinden biri de bu. Antalya’da çok güzel vakit geçirdiğimiz yerler oldu zaten onlarda da diğer yerlere göre uzun kaldık biraz. Örneğin Manavgat da hiç beklemediğim kadar kaldık, şehirde bulunan nehrin hemen yanı başında çok sakin ama bir o kadar da merkezde bir konaklama yeri vardı, nehrin kenarında uyuyor orada uyanıyorduk havalarda sıcak değildi. Bunun gibi bazı yerler çekiyor ama bir süre sonra mekan değiştirmek istiyoruz doğamızda var.

Gelirinizi nasıl sağlıyorsunuz bilgisayar ve internet üzerinden çalışarak mı? Yoksa sponsorlar vasıtasıyla mı sağlıyorsunuz?

Biz bilgisayar yazılımları üretiyoruz yaklaşık 16 senedir de bu sektördeyiz, çalışabilmek için internet ve bilgisayarın olması yetiyor bize. Giderlerimizi çok azalttığımız için çok az iş alıyoruz buda bize yetiyor.

Karavan macerasındaki hayaliniz nedir? Geleceğe dönük planlarınız var mı?

Öncelikle amacımız sadece gezmek değil, hayatımızı küçülterek özgürce yaşamak, ama mademki karavandayız dünyayı gezmeyi de istiyoruz bu yönde planlar yapıyoruz.

Bu röportajı okuyan takipçilerimize neler söylemek isterdiniz?

Şu şiiri hayatlarının merkezine yerleştirmelerini önerebilirim.

Farkında olmalı insan, kendisinin, hayatın, olayların, gidişatın farkında olmalı.
Farkı fark etmeli, fark ettiğini de fark ettirmemeli bazen.
Bir damlacık sudan nasıl yaratıldığını fark etmeli.
Anne karnına sığarken dünyaya neden sığmadığını ve en sonunda bir metre karelik yere nasıl sığmak zorunda kalacağını fark etmeli.
Şu çok geniş görünen dünyanın, ahirete nispetle anne karnı gibi olduğunu fark etmeli.
Henüz bebek iken ‘Dünya benim!’ dercesine avuçlarının sımsıkı kapalı olduğunu, ölürken de ayni avuçların ‘her şeyi bırakıp gidiyorum işte!’ dercesine apaçık kaldığını fark etmeli.
Ve kefenin cebinin bulunmadığını fark etmeli.
Baskın yeteneğini fark etmeli sonra.
Azrailin her an sürpriz yapabileceğini, nasıl yaşarsa öyle öleceğini fark etmeli insan.
Hayvanların yolda, kaldırımda, çöplükte ama kendisinin güzel hazırlanmış mükellef bir sofrada yemek yediğini fark etmeli.
Yaratılmışların en güzeli olduğunu fark etmeli ve ona göre yaşamalı.
Gülün hemen dibindeki dikeni dikenin hemen yanı başındaki gülü fark etmeli.
Evinde kedi, köpek beslediği halde çocuk sahibi olmaktan korkmanın mantıksızlığını fark etmeli.
Dolabında asılı 25 gömleğinin sadece üçünü giydiğini ama arka sokaktaki komşusunun o beğenilmeyen gömleklere muhtaç olduğunu fark etmeli.
Zenginliğin ve bereketin sofradayken önünde biriken ekmek kırıntılarını yemekte gizlendiğini fark etmeli.
Annesinden doğarken tertemiz teslim aldığı gırtlağını ve aşırı beslenme yüzünden sarkan göbegini fark etmeli.
Fark etmeliyiz çok geç olmadan.
Ömür dediğin üç gündür, dün geldi geçti yarın meçhuldur… O halde ömür dediğin bir gündür, o da bugündür.

Hasan el Basri
(14 yüzyıl önce yaşamış ilk İslâm âlimlerinden ve tasavvuf ehli)

gezgin sorular / ağustos 2018

www.yasaminritmi.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir